22 Ocak 2014 Çarşamba

Jose SARAMAGO - Çatıdaki Pencere



Jose SARAMAGO hayranı olarak daha önce bloğumda ''Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş'' ve ''Bütün İsimler'' adlı romanlarını paylaşmıştım.
Jose Saramago'nun biyografisinin tekrarını yapmadan, Nobel Ödüllü Portekiz yazar olduğunu hatırlatayım.
Ben kitapların ''önsöz'' lerini okumaktan sıkılan okuyuculardanım! Ama  bu önyargım Çatıdaki Pencere ile cidden sarsıldı. Aslında önsözden çok yazarın eşi Pilar tarafından yapılan açıklama demek daha doğru sanırım.

'' Zaman İçinde Kaybolan Ve Bulunan Kitap''

Saramago, ilk romanı Çatıdaki Pencere'yi  1940-1950'li yıllarda yazarak yayınevine vermiş ancak yayınevi tarafından yayımlamayacaklarına dair kendisine bir cevap dahi verilmemiştir. 

1953 yılında yayınevine teslim edilen eser için 1989 yılında -tabii artık J.Saramago ünlü bir yazardır.- yayınevi şöyle bir cevap yazmıştır (!)
'' Taşınma sırasında bulduğumuz bu metni yayımlamak yayınevimize büyük onur verecektir.'' 

Otuzaltı yıl sonra gelen cevap da  yazarlığının ilk yıllarındaki hayal kırıklığını unutamayan yazar tarafından red edilmiştir.
Yazarın yaşarken basılmasına izin vermediği ilk eseri, ölümünden sonra eşinin izniyle yayımlanmıştır.
Çatıdaki Pencere'de,  aynı binada oturan ailelerin farklı yaşamları, farklı hikayeleri o günün ahlaki anlayışa  göre anlatılmıştır. İlk roman olmasına rağmen, kurgusu da yazarın anlatımı da güzel.

Ben, Saramago alışveriş listesi yazsa bile tutkuyla okuyacak kadar çok seviyorum yazarı ancak  '' Çatıdaki Pencere'yi'' mutlaka okuyun diyemem, Saramago seven ve onu daha iyi tanımak isteyenler okusun bence.
Ama iyi bir okurun mutlaka ''Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş'u'' okumasını ısrarla tavsiye ediyorum.

Bu tanıtımımda kitabın içeriğinden değil, kitabın yayımlanma hikayesinden bahsetmek daha ilginç değil miydi?


Kitaptan Alıntılar:


''Büyüyünce mutlu olmak isteyeceksin. Şu anda mutluluğu düşünmüyorsun ve tam da bu nedenle mutlusun. Düşününce, mutlu olmak isteyince, mutlu olamazsın. Sonsuza dek. Mutlu olma arzun ne kadar güçlüyse, o denli mutsuz olacaksın. Mutluluk fethedilen bir şey değildir. Sana öyle olduğunu söyleyecekler. İnanma buna. Mutluluk vardır ya da yoktur.'' (s.90 )


Bana kalırsa yaşam bir perdenin arkasına gizlenmiş, onu tanımak için gösterdiğimiz çabaya kahkahalarla gülüyor. Ben yaşamı tanımak istiyorum. (s.106 )


Göğsüne yaslanmış oğluyla, Emilio şimdiki yaşamının kısalığını gördü, geçmiş yaşamının kısalığını hatırladı. Geleceğe gelince...onu kollarında tutuyordu, ama bu onun geleceği değildi. (s.178)


Yaş önemlidir, beraberinde deneyimi getirir, evet, ama yorgunluğu da getirir. (s.305 )


Sevgi üzerine bir şeyler inşa edebilmenin mümkün olacağı gün henüz gelmedi. (s.306 )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder