20 Ocak 2014 Pazartesi

Tuna KİREMİTÇİ - A.Ş.K. neyin kısaltması?



Tuna Kiremitçi, 1973 Eskişehir doğumlu. 1994 yılında Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülünü kazanmış, iki şiir kitabı yayımlanmışsa da, ilk romanı '' Git Kendini Çok Sevdirmeden''  ile büyük yankı uyandırmıştır.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde sinema eğitimi görmüş, senaryo ve köşe yazarlığı da yapmıştır.

A.Ş.K. neyin kısaltması, sıkılmadan, bir çırpıda okunacak türde bir kitap.
Şu aralar kitap okuyamıyorum, rahat okuyabileceğim  bir kitap bulup okusam diyenlere, Tuna Kiremitçi'yi daha yakından tanımak isteyenlere okumalarını öneriyorum.
Yazarın aşka, dostluğa, baba olmaya, hüzne, ayrılığa...dair yazdıkları var kitapta.

Kitaptaki bazı başlıklar;
 Erkekler Çiçektir, Eskimek Güzeldir, Bir Nihavent Sarhoşluk, 68 Kuşağı'na Küçük Bir Mektup, Bir Erkeği Taşımak, O Meşhur On Beş Dakika...
2005 yılında, Doğan Kitap tarafından yayımlanmış, 191 sayfa.


******


Kitaptan Alıntılar:


İnancımız olsa da olmasa da, yerini başka sözle dolduramadığımız bazı kalıplar vardır.
Mesela, tuhaf bir rüyadan uyandığımızda ''Hayırdır inşallah'' deriz. Bunu söylerken ifade etmek istediğimiz şeyin ''dünyevi'' bir karşılığı tam olarak yoktur çünkü.
''İnşallah'' yerine ''umarım'' dediğimiz zaman ilk sözcüğün içerdiği anlama az biraz yaklaşsak da arada hep bir boşluk kalır. Laikizdir laik olmasına; ama ilk sözcük bir şömine sıcaklığını çağrıştırır nedense, ikincisi floresan mavisi yayar. ( Dualar Kalıcıdır s.9 )


Aşk ile yazı arasında eski bir ilişki var, sırlarına varamadığımız. Aşk yazıya dönüştüğünde derinleşiyor, bir boyut daha ediniyor. Yazarken ruhumuzun aşka ait olduğunu, kalem tutan elimizin onun sayesinde kıpırdadığını hissediyoruz.
Aslında yazıya dönüşünce evcilleşiyor her şey. Yenilmez bir hüzün bile kağıt üstünde taşımıyor eski gücünü.
Bunun tek istisnası aşk belki de.
Onu ne kadar yazarsak yazalım, şiddetinden bir şey kaybetmiyor. Harflerimizle beslenip gürbüzleşiyor adeta.
Yazdığımız zaman kadınların saçları daha uzun ve daha siyah oluyor birden. ( İşaret Fişekleri s.33 )


Kendilerine ait bir evleri olsun, orada kendi dünyaları nefes alıp versin isterler. Seçilmiş bir yalnızlıktır bu.
Gezegeni dev bir orman gibi düşünecek olursak küçük bir kovuk, bir okyanus gibi düşünecek olursak tertemiz bir ada, lunapark diyecek olursak tek kişilik ve sağlam bir çarpışan arabadır aradıkları. (Bazı Kızlar Yalnız Yaşar s.49 )



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder